9 Eylül 2014 Salı

can yoldaşlarım





Merhaba dostlar,

Bir mevsim derken üstüne bir mevsim daha devirdik. İskambil kağıtlarından kuleler gibi, iğreti, hafif ve güvensiz geçen mevsimler...
Yuva kanadı kırık kuşlardan oluşuyorsa, o yuvaya yuva denebilir mi? Hadi dedik diyelim, uğraştık yaptık, ya tadı neye benzer?
Bilemedim?
Şimdilerde bir sarı minik geldi evimize. Çocuklar sokakta karşılarına çıkıp ayaklarına sarılınca dayanamayıp getirmişler. Aman yapmayın etmeyin dememe kalmadı eve girdi giren. Biz değil ama o çoktan yuvayı yuva belledi besbelli...
Enerji kalırmı yalnızlığın sessizliği sarmışken odayı. Duvarlardan sıyrılıp uçası kaçası gelir insanın. Neyse ki rüyaların dindirmeyeceği acı yoktur. Bir bakarsın sarı bi kafa çıkar yastığın ucundan. Seni çok zaman öncesinden tanırmış gibi bakar ya ısınıverir kalbin, erimeye başlar buzların...
Kapıyı açasın, gözlerin arar mı arar hoşgeldin diyen birini de, kulakların sağır gözlerin kör üdür yoksa ? Kolların bir sarılacak dal arar da bulsan bir dal parçası bile olur, derken ayakalaına dolanan,zıplayan bir can değiştirir havanı, besbelli hoşgeldin der.
Üç can yoldaşım var şimdilerde, sarı,siyah beyaz. Üç renk, üç can, üç nefes bana yoldaş,